Napolyon Savaşları sonrasında Osmanlı Devleti’nin dış ticaret hacmi genişlemişti. Genişleyen dış ticaret, üretimi iki yönden etkiledi. Bir yandan dış pazarlar için zirai meta (ticaret malı) üretimi yaygınlaştı. Diğer yandan da sanayileşmiş ülkelerden ithal edilen mamullerin rekabeti karşısında zanaatlara dayanan üretim faaliyetleri geriledi. Böylece nüfusun büyük bir çoğunluğunun yaşadığı kırsal alanlarda tarım ve tarım dışı üretim faaliyetlerinin birlikteliği giderek parçalandı.

Osmanlı ekonomisi zirai ürünler ihraç eden, buna karşılık mamul mallar ve belirli gıda maddeleri ithal eden bir ekonomi durumuna geldi. Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın isyanı dolayısıyla devlet ekonomik açıdan zor bir döneme girdi. Diğer yandan hazinenin zarara uğraması söz konusu olduğu için bu dönemde siyasi bazı gelişmeler ekonomiyi de etkiledi. Rus tehlikesine karşı Osmanlı Devleti, İngiltere’den yardım almak için 16 Ağustos 1838’de Osmanlı-İngiliz Ticaret Antlaşması’nı (Balta Limanı Ticaret Antlaşması) Balta Limanı Sahil Sarayı’nda imzaladı.
1838 Balta Limanı Ticaret Antlaşması’na göre
- Tekel sistemi kaldırıldı. İngilizlere diledikleri miktarda ham maddeyi satın alma imkânı verildi.
- İç ticarete Osmanlı vatandaşlarının yanı sıra İngilizlerin de katılması öngörüldü.
- İngilizlerle olan transit ticaretten alınan vergi kaldırıldı.
- İngiliz vatandaşları, Osmanlı ürünlerini, Osmanlı tebaasından tacirlerle aynı vergi koşulları altında satın alma hakkına sahip oldular. Bu antlaşma hükümlerinin Osmanlı Devleti’nin bütününde (Mısır dâhil) geçerli olacağı kabul edildi.
Balta Limanı Ticaret Antlaşması öncesinde ihracattan ve ithalattan %3 oranında gümrük vergisi alınmaktaydı. Antlaşmayla birlikte ihracattan %12, ithalattan ise %5 gümrük vergisi alınmaya başlandı. Ek olarak yerli tüccarlar %12 nispetinde iç gümrük vergisini ödemeye devam ederken yabancı tüccarlar bu vergilerden muaf tutuldu. 1840-1860 yılları arasında uygulamaya konulan devletçi politika istenilen sonucu vermedi. 1860-1876 arası dönemde yeni bir ekonomi politikası devreye girdi. Bu dönemde belli başlıklar altında sanayileşme hamlelerine devam edildi.
- 1838 Balta Limanı Ticaret Antlaşması’yla birlikte Osmanlı pazarları büyük oranda yabancıların denetimine geçti.
- Avrupa ile rekabet edemeyen Osmanlı esnafı yavaş yavaş faaliyetlerini durdurmak mecburiyetinde kaldı.
- Osmanlı ham maddeleri daha fazla ücret teklif eden Avrupalı tüccarlara satıldığından bu ham maddelerin fiyatlarında büyük artışlar gözlendi. Bu yüzden esnaf ham madde bulmakta sıkıntı çekti hatta bazı ham maddeleri hiç tedarik edemedi.
- 1850’de yapılan değişiklik ile gümrük gelirlerinin düşmesinden ve Kırım Savaşı’nın getirdiği maliyetten dolayı devlet iç ve dış borçlanmaya gitti.
2 Yorum
Mina Vira – Beyrut Limanı’daki patlamanın ekonomik etkileri üzerine düşünceler İlhami Genç’in Liman Ekonomisi kitabından ; ABD’de batı kıyısı limanlarının 10 gün süresince kapatılması (liman işçilerine bağlı olsa da aynı kapanma terörist saldırılardan da kaynaklanabilir): GSYH’da Hong Kong, Malezya ve Singapur’daki düşüşün yüzde 1.1 olacağı tahmin edilmektedir
Yine “İlhami Genç’in Liman Ekonomisi” kitabından bir başka anekdot; Dünya barışı dünya ticaretinden dünya ticareti dünya limanlarından geçer.”
Ortadoğunun hiroşiması Lübnan patlamasının kaçınılmaz olumsuz etkilerini anlmak istiyorsanız. Liman ekonomisi kitabına bi göz atmanız yeterlidir.