XVIII. yüzyılın sonlarına gelinceye kadar Osmanlı Devleti’nde planlı ve programlı bir ıslahat hareketinden söz etmek zordur. Devletin kötüye gidişini gören kimi kişiler ufak tefek bazı ıslahat hareketlerine girişmişlerdir. Ancak gösterilen çabalar bilinçli bir kadroya dayandırılmadığından ve daha çok kişilere bağlı kaldığından başarılı olunamamıştır.
Karlofça Antlaşması’nın imzalanması Osmanlı yöneticilerinin ve aydınının Batı’ya bakış açısını değiştirmiştir. XIX. asra kadar kendini Batı’dan üstün gören Osmanlılar, artık Batı’nın üstünlüğünü kabullenerek Batı tarzında ıslahat yapılmasını zorunlu görmüştür.

Avrupa’dan kaçıp Osmanlı Devleti’ne sığınan aydınlardan yararlanılmaya çalışılmış, Avrupa’nın çeşitli ülkelerine elçilik heyetleri göndererek o ülkeler yakından tanınmaya çalışılmıştır. Matbaa kurulmuş, Batı tarzında kurumlar vücuda getirilmiştir.
Sonuçta Avrupa’dan Osmanlı Devleti’ne çeşitli yollarla gelip devlet hizmetine girenlerin yardımıyla açılan askerî okullardan yetişen kişilerin gayretleri sonucu, Osmanlı Devleti’nde batılı anlamda ıslahat hareketleri başlamıştır. Fakat III. Selim’in padişah olmasına kadar önemli bir gelişme gösterilmemiştir.
İlk Yorumu Siz Yapın