Tarihin en önemli devletlerinden biri olan Osmanlı Devleti sahip olduğu devlet anlayışı ve kurmuş olduğu devlet teşkilatı sayesinde altı asır geniş bir coğrafyaya hükmetmiştir. Bu başarıda Osmanlıların, kendinden önceki Türk-İslam devletlerinin her alandaki teşkilatlanmalarını örnek alıp geliştirmeleri önemli bir etken olmuştur.
Klasik Dönem Osmanlı kültür ve medeniyetinin ortaya çıkmasında Orta Asya Türk gelenekleri, Türk-İslam devletlerinin kültürel mirası ve fethedilen yerlerin farklı kültürel özellikleri etkili olmuştur. Osmanlı devleti önceki Türk devletlerinde görülen “cihan hakimiyeti ve dünya nizamı idealini” millî, dinî ve hukuki değerleriyle bütünleştirerek devam ettirmiştir.
Devletin devamlılığının adil bir yönetimle gerçekleşeceğine inanıldığı için bu doğrultuda siyaset izlenmiştir. Adil bir yönetimin ancak liyakat sahibi ve sadık devlet yöneticileriyle sağlanacağı düşüncesiyle görevler ehline verilmiştir. Örneğin Türkiye Selçuklu Devleti’nin yıkılmasıyla burada görev yapmış tecrübeli devlet adamları Osmanlı hizmetine girmiş ve devletin teşkilatlanmasında etkili olmuşlardır.
Osmanlı Devleti farklı milletlerden oluşan bir devlet olmasına rağmen millî tarih ve şuura sahip olması açısından Türk-İslam tarihinde önemli bir yere sahiptir. Osmanlılar bu bilinçle Türkçeyi devletin resmî dili hâline getirmişler; siyaset, ekonomi, sanat vb. birçok alanda Türk kimliğini hâkim kılmışlardır.

Osmanlı Devleti örfi hukuk kurallarına büyük önem vermiş ve bu kuralları kanun hâline getirmiştir. Fatih Sultan Mehmet kendisinden önceki örfi kuralları yeniden düzenleyerek “Kanunname-i Ali Osman” ismiyle yazılı hâle getirmiştir.
Fatih’in: “Bu kanunname atam ve dedem kanunudur, benim dahi kanunumdur, evladı kiramım ve onların nesilleri de bununla hakim olalar.” sözü Osmanlı Devleti’nin kuruluştan itibaren kanun devleti olduğunu göstermektedir.
Türkiye Selçuklu Devleti’nin bir uç beyliği olan Osmanlılar, Moğol baskısıyla göç eden Türkmenlerle nüfusunu artırmış, İstanbul’un Fethi’yle hâkimiyeti altına aldığı yabancı unsurlarla cihanşümül bir devlet hâline gelmiştir. Osmanlı Devleti daha önceki Türk-İslam devletlerinde olduğu gibi, reayanın din, vicdan ve inanç özgürlüğünü güvence altına almıştır. Osmanlı padişahları gayrimüslimlerin her türlü dinî, ekonomik ve kültürel isteklerini karşılamaya çalışmışlardır. Ancak bu yapılırken gayri müslim tebaanın Osmanlı devlet ve toplum düzenini bozmamasına dikkat edilmiştir.
İlk Yorumu Siz Yapın